HAYAT SİYASETİ İÇİN BİR TAHLİL DENEMESİ
Şiirler susar. Pikaba bir plak konulur; long play değil kırkbeşliktir. Kırkbeşlik plakta, döne döne, cızırtılı bir hayat hikâyesi başlar. Plak! Çünkü plak, hikâyeyi dile getirebilen yegâne ve mükemmel benzetmedir... İğnesi vardır. Ve en dışından, yani en büyük çemberden başlayıp helezonik daireler çize çize iğnenin içeriye doğru ilerlemesini sağlayan iç içe geçmiş yolları… İğnenin çizdiği çemberler en dıştan başlayıp en içe doğru yol aldıkça, çemberler daraldıkça, hikâye de kendisini tüketir. Bazen iğne takılır, plakta bir kırıklık vardır. İğne, dönüp dönüp aynı çemberde dolanır. İğne takıldı denir, kırık plak denir… Kırık plak hep kendini tekrarlar… Plaktaki senfoni, yenilenlerin senfonisi midir?
•••
bomboş duruyorsun! yazılacak boşboğazlık hiç mi kalmadı? seni dinliyorum. serseri kelimelerin naralarını, küstah bıyıkların hovardalığını, burun çekmelerdeki raconu, kasketinden yere düşen fiyakayı...
susma konuş!
sen istediğin kadar konuşma. anıların ele verdi seni, her şeyi anlattılar. senin iyiliğinedir konuşman, ama sen bilirsin. anlatırsan cezan daha az olur. pişman mısın değil misin onu söyle. kimlerle yaptın bütün bu kanlı deliliği.
konuşşşşşşşşş! ben bilirim seni nasıl konuşturacağımı...
kulak memelerinden libido vereceğim sana. umutlarına tersten asacağım seni. tabanlarında kırlardan topladığın çiçekler açacak. kurumuş damarlarından can suları fışkıracak. ağzın kulaklarına varacak, her dokunuşumda. serseri kelimelerin naralarını susturamayacaksın. bıyıkların küstahlaşacak yine, hovarda titremeleriyle sarsılacaksın. bir burun çekeceksin raconu konuşacak. kasketinden yere düşen fiyakayı tutamayacaksın...
konuş dedim sana konuşşşşşşşş!
sen konuşmazsan konuşma! serseriliğin, küstahlığın, hovardalığın, raconların, fiyakaların bir bir anlattı sırlarını...
nerelere nerelere sakladım sırlarımı? lacivert patlamalarla sağır oldum besbelli. tebeşir sözlere karnım tok! bana zirzoplardan maval okunmasın, tıpış tıpış yürüyüşlerden tıklım tıklım meydanlar mı dolarmış?
küheylanlara binmiş havariler bir hicran tutmuşlar. şirret şirketler pişirmişler mi bu hicranı? harmanların fetretinde yemişler de yemişler. cehennemden çıkmış gelmiş zebani. hani bana hani bana demiş. hani bana harmancııııık harmancık.
devrim dediğin nedir ki? gökten düşen üç elma. birini kürtler ve türkler paylaşmış, birini sünniler ve aleviler paylaşmış, birini sadece çalışanlar paylaşmış. burjuvalar da hani bana hani bana demiş. hani bana harmancııııık harmancık...
mucizeleri beklemeyi boş ver. determinist mucizeleri… mukallit çözümleri kenara koy. muhafazakâr mukallittir. devrimciler isyankar. bilim mukallit değil yaratıcıdır, yani isyankar. isyan edemiyoruz. isyan etmenin tek mukallit biçimi intihar. kavramlar çürüdü... içi boş çekirdek hepsi. filiz vermiyor. kavramlar şimdi çitlenmiş çekirdek, eğlencelik... karın doyurmuyor. içi çürümüş kavramlarla ancak anlaşılmaz cümleler kuruluyor. kimse inanmıyor, kimse dinlemiyor.
oysaaaa...
şimdi belki kavramlar yerine düpedüz kelimelerle konuşmak zamanı. yani kavramlarla izah etmek yerine, olup biteni ve yapılan işleri ve en önemlisi yapıldıktan sonra, kelimelerle anlatmak. kavramların önlenemez gücüne bel bağlamak, büyücülüktür. solcular hâlâ büyülerden medet umuyor, büyücülük yapıyor. toplulukların karşısında medyumlukla yetiniyor. anti medya olamıyor. medya, medyumun çoğuludur... düşünce kalıpları bomboş, kerameti kalmadı ajitasyonun. kusursuz söylemler kısırlaştı, söylemden eylem doğmuyor hiç. hiçliğimizi yaşıyoruz hanidir... heyhat ki söylemlerin içeriği yok. oysa eylemin söylemi lazım şimdi.
(şimdi evet… şimdi devrimcilik zamanı…)
melihpekdemir@birgun.net / 13:59 16 Mart 2009
http://www.birgun.net/writer_index.php?category_code=1187090030&news_code=1237204748&day=16&month=03&year=2009
•••
bomboş duruyorsun! yazılacak boşboğazlık hiç mi kalmadı? seni dinliyorum. serseri kelimelerin naralarını, küstah bıyıkların hovardalığını, burun çekmelerdeki raconu, kasketinden yere düşen fiyakayı...
susma konuş!
sen istediğin kadar konuşma. anıların ele verdi seni, her şeyi anlattılar. senin iyiliğinedir konuşman, ama sen bilirsin. anlatırsan cezan daha az olur. pişman mısın değil misin onu söyle. kimlerle yaptın bütün bu kanlı deliliği.
konuşşşşşşşşş! ben bilirim seni nasıl konuşturacağımı...
kulak memelerinden libido vereceğim sana. umutlarına tersten asacağım seni. tabanlarında kırlardan topladığın çiçekler açacak. kurumuş damarlarından can suları fışkıracak. ağzın kulaklarına varacak, her dokunuşumda. serseri kelimelerin naralarını susturamayacaksın. bıyıkların küstahlaşacak yine, hovarda titremeleriyle sarsılacaksın. bir burun çekeceksin raconu konuşacak. kasketinden yere düşen fiyakayı tutamayacaksın...
konuş dedim sana konuşşşşşşşş!
sen konuşmazsan konuşma! serseriliğin, küstahlığın, hovardalığın, raconların, fiyakaların bir bir anlattı sırlarını...
nerelere nerelere sakladım sırlarımı? lacivert patlamalarla sağır oldum besbelli. tebeşir sözlere karnım tok! bana zirzoplardan maval okunmasın, tıpış tıpış yürüyüşlerden tıklım tıklım meydanlar mı dolarmış?
küheylanlara binmiş havariler bir hicran tutmuşlar. şirret şirketler pişirmişler mi bu hicranı? harmanların fetretinde yemişler de yemişler. cehennemden çıkmış gelmiş zebani. hani bana hani bana demiş. hani bana harmancııııık harmancık.
devrim dediğin nedir ki? gökten düşen üç elma. birini kürtler ve türkler paylaşmış, birini sünniler ve aleviler paylaşmış, birini sadece çalışanlar paylaşmış. burjuvalar da hani bana hani bana demiş. hani bana harmancııııık harmancık...
mucizeleri beklemeyi boş ver. determinist mucizeleri… mukallit çözümleri kenara koy. muhafazakâr mukallittir. devrimciler isyankar. bilim mukallit değil yaratıcıdır, yani isyankar. isyan edemiyoruz. isyan etmenin tek mukallit biçimi intihar. kavramlar çürüdü... içi boş çekirdek hepsi. filiz vermiyor. kavramlar şimdi çitlenmiş çekirdek, eğlencelik... karın doyurmuyor. içi çürümüş kavramlarla ancak anlaşılmaz cümleler kuruluyor. kimse inanmıyor, kimse dinlemiyor.
oysaaaa...
şimdi belki kavramlar yerine düpedüz kelimelerle konuşmak zamanı. yani kavramlarla izah etmek yerine, olup biteni ve yapılan işleri ve en önemlisi yapıldıktan sonra, kelimelerle anlatmak. kavramların önlenemez gücüne bel bağlamak, büyücülüktür. solcular hâlâ büyülerden medet umuyor, büyücülük yapıyor. toplulukların karşısında medyumlukla yetiniyor. anti medya olamıyor. medya, medyumun çoğuludur... düşünce kalıpları bomboş, kerameti kalmadı ajitasyonun. kusursuz söylemler kısırlaştı, söylemden eylem doğmuyor hiç. hiçliğimizi yaşıyoruz hanidir... heyhat ki söylemlerin içeriği yok. oysa eylemin söylemi lazım şimdi.
(şimdi evet… şimdi devrimcilik zamanı…)
melihpekdemir@birgun.net / 13:59 16 Mart 2009
http://www.birgun.net/writer_index.php?category_code=1187090030&news_code=1237204748&day=16&month=03&year=2009
arasorbul - 16. Mär, 16:49
Trackback URL:
https://akpinar.twoday.net/stories/5586090/modTrackback