Sitem hakkinda

Bu sitede diger sitelerden sectigim yada gazetelerden buldugum ve sizlerle paylasmak istedigim yazi,siir,resim vs seyleri bulacaksiniz.Umarim begenirsiniz.

Okuduklarim


Barış Pehlivan , Barış Terkoğlu
Metastaz

Dinlediklerim

Seyrettigim filmler

MISAFIR DEFTERI

Özgür, Eşit, Demokratik bir Türkiye'de Birarada Yaşamı Savunalım

biraradayasam

10. kuruluş yılımızda programımızı ve tüzüğümüzü yeniledik… Emperyalizme ve kapitalizme karşı emek güçlerinin siyasi iktidarını kurma mücadelemizdeki kararlılığımızı ve azmimizi bir kez daha vurguladık… Yeni bir eylem kılavuzu oluşturduk.

Şimdi artık yürümenin, sesimizi yükseltmenin, özgürlük ve eşitlik türkülerimizi yeniden daha yüksek söylemenin zamanıdır. Şimdi bu ülkenin, bu memleketin bizim sesimize ihtiyacı var. Milliyetçiler ve neo-liberallerin sesi ülkemizi boğdu, halkımızı yoksullaştırdı insanımızı insanlıktan çıkardı. Dayanışmacı bir kültürün yerine rekabetçi bir kültürü egemen kıldı. Farklı olana, farklılığını ifade edene dair hoşgörüyü yıktı.

Buna neden olanların sesi karanlığın sesi; hükümranlıklarının devamı ise karanlığın kendisidir. Devrimcilerin sesi, barışın, kardeşliğin, dayanışmanın sesi; gelecek ufukları ise aydınlığın kendisidir. Şimdi bu sesi ve isteği yükseltmenin tam zamanıdır. İnsanı kişiliksizleştiren, sömüren, ezen, yoksullaştıran, tek tipleştiren, yabancılaştıran bu düzene boyun eğmeyi reddedenlerin artık yeni bir yaşamı örmeleri gerekiyor.

ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi tüm bölge ve ülkemizi etnik çatışmaların kanın, gözyaşının, acının merkezi haline getiriyor. 11 Eylül saldırıları sonrası dönemin “güvenlikçi” söyleminden nemalanmak isteyenler milliyetçi şoven çevreler şimdi de kardeş kavgasını körüklüyorlar. Türkiye’yi etnik milliyetçilik ve linç kültürünün hakim olduğu bir şiddet sarmalının içine çekiyorlar.

Bugün Türkiye toplumu giderek bir iç çatışma sürecine evriliyor. Kürt sorununda ortaya çıkan çözümsüzlük ve yeniden başlayan çatışma ortamı bu süreci besliyor. Bu çatışma hali Türkiye toplumunda bir arada yaşama duygusunu zayıflatıyor.

Bugün bu çatışma ortamına dur demek, toplumu eşitlik ve özgürlük talepleri etrafında bir araya getirmek, özgür, eşit ve demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamı savunmak en devrimci ve insani görevdir. İnsanım, demokratım, devrimciyim, sosyalistim diyen her yurttaşın milliyetçi, şoven ve neo-liberal güçlerin toplumu parçalayan politikalarına karşı toplumu eşitlik ve özgürlük temelinde birleştirme görevinden kaçabilme şansı yoktur.

Ne sermaye düzeninin AKP’si, ne CHP’si, ne DYP’si, ne ANAP’ı, her biri diğerinin varlık gerekçesi, özde aynı politikaların uygulayıcısı gerici, ırkçı, şovenist, neo-liberal bu güçler eşit ve özgür bir ülke yaratamazlar.

Şimdi bu güçler önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim öncesinde halkımızı sahte kutuplara ayırıyor. Kırk satır mı, kırk katır mı diyor. Toplumu geriyorlar. Türban, Kürt sorunu, Kıbrıs ve azınlık meseleleri üzerinden iktidar kavgası yürütüyorlar. Onların bu kavgasından özgürlük, eşitlik, adalet ve barış çıkmaz.

Hem eşitlik, hem özgürlük için var olduğumuzu göstermeliyiz. Bugün bu oyunları bozmanın toplumu parçalayan siyasetlerin önüne geçmenin en önemli ayağı Kürt sorununun bugünkü evresinde yeni bir siyaseti dillendirmektir.

Bu sorun ne devletin, ne PKK’nın, ne de bölgede hegemonya kavgası sürdüren emperyalistlerin “diplomasisine” terk edilemez. Şimdi çözümsüzlüğü ve beraberinde parçalanmayı yaratan bu seslerin karşısında başka bir sese ihtiyaç var.

Kürt sorunu yeni bir aşamaya evrilmiştir. 2005 Newroz’u yeni sürecin miladı dır. Mersin’de Türk bayrağının yakılma girişimi ve sonrasında geliştirilen linç psikolojisi, çatışmaların yeniden başlaması, Şemdinli vakası, Diyarbakır olayları, Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcının görevden alınması, sorunun tekrar bir asayiş sorunu olarak değerlendirilmesi, yeni Terörle Mücadele Yasası’nın hazırlanması, TSK’nın sınır ötesi operasyon için sınır bölgelerine asker sevkıyatı arada verilen küçük muhtıralar ve siyasette ordunun artan rolü ve iktidar ilişkilerindeki kayma bu sürecin özet görüntüleridir.

Bu süreç yönetenler ve PKK bakımından, karşılıklı olarak birbirini besler hale gelmiş çözümsüzlük siyasetinin geliştiği bir süreçtir. Bu çözümsüzlük siyaseti özellikle batıda Kürtler’le iç içe yaşanan yerlerde toplumsal çatışmalara yol açacak bir durum yaratmaktadır.

Bugün çözümsüzlüğü aşacak barışçıl, demokratik çözümün olanaklarını yaratmaya ihtiyaç vardır. Bunun bir yanı yaşadığımız-çalıştığımız her yerde bu çözümsüzlükten beslenen ve provoke edilen gerilimlerde tahammülü, anlamayı, konuşabilmeyi, tartışabilmeyi hakim kılacak müdahaleleri geliştirmek ise diğer yanı da barışçıl, demokratik siyaset olanaklarının artırılması ve bu alanın geliştirilmesidir. Bunun ilk ve önemli adımı ise “seçim sistemi, siyasi partiler yasası ve seçim barajları”dır.

Çözüm olanaklarının yaratılacağı yerler öncelikli olarak çözümsüzlüğün en çok tahribat yaratacağı yerlerdir. Şimdi yapılması gereken mahallelerde ve sokaklarda Türk- Kürt çatışmasına karşı barışı ve bir arada yaşamayı örgütlemektir. Ortak inisiyatifler oluşturmak, bu inisiyatifleri güçlendirmektir. Karşılıklı ön yargıları giderecek, ortak paylaşma ve dayanışma zeminlerini oluşturacak işleri çoğaltmaktır.

ÖDP işte bunun için: “Özgür, Eşit, Demokratik bir Türkiye’de Birarada Yaşamı Savunalım” başlığında bir siyasal faaliyet başlatıyor. ÖDP bu faaliyet kapsamında birarada yaşama programını ilan edecek, bu programı bütün halkımızla paylaşacak, mahallelerde ve sokaklarda birarada yaşamı savunma inisiyatiflerini geliştirmeyi ve bu inisiyatiflerin önünü açmayı hedefleyecek, 25 Haziran’da İstanbul’da Özgür, Eşit, Demokratik Bir Türkiye’de Birarada Yaşamı Savunanlarla büyük bir buluşma gerçekleştirecek, 26 Haziran’da ise illerden temsilcilerle, illerde hazırlanmış Halkın Dosyalarını gerekli yerlere iletecektir.

TOPLUMU PARÇALAYAN
MİLLİYETÇİLİĞE VE NEO-LİBERALİZME TESLİM OLMAYACAĞIZ!

ÖZGÜR EŞİT DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE KURACAĞIZ!
BİRARADA YAŞAMI SAVUNACAĞIZ!

17 Mayıs 2006

Trackback URL:
https://akpinar.twoday.net/stories/2155930/modTrackback


Aziz Nesin
Bam teli
Can Dündar
CUMOK
Enver gökce
Enver Karagöz
Fikri Sönmez
Gülten Akin
Karamizah
Laz Kapital
Melih Pekdemir
Nazım Hikmet
Ofli hoca
Oguz Aral
Oguzhan Muftuoglu
Okuma kösesi
... weitere
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren