Sitem hakkinda

Bu sitede diger sitelerden sectigim yada gazetelerden buldugum ve sizlerle paylasmak istedigim yazi,siir,resim vs seyleri bulacaksiniz.Umarim begenirsiniz.

Okuduklarim


Barış Pehlivan , Barış Terkoğlu
Metastaz

Dinlediklerim

Seyrettigim filmler

MISAFIR DEFTERI

Siyasetçinin kalbi

Geçenlerde Ankara'da yapılan bir mitingde yol kenarına durup yürüyüş kolundakileri izliyordum. Baktım ilerden 68'liler geliyor. Benden yaşça küçük oldukları için 25 yaşımdan bu yana bana "ihtiyar" diye takılan arkadaşlarımın hepsi birer istiklal savaşı gazisi gibiydiler! Ruhi "sana ihtiyar diye diye hepimiz ihtiyarladık" dedi. (Laf aramızda, etraftaki "tarafsız gözlemciler" benim onların yanında 78'li gibi göründüğümü söylediler! Ben onların yalancısıyım.)

Bilmem yanılıyor muyum, sanki eskisinden daha çok hastalanıyor ve daha çok ölüyor gibiyiz. Akın'ın da kalp krizi geçirdiğini haber verdiklerinde bir yandan doktorlara ulaşmak için uğraşırken bir yandan da "galiba artık yavaş yavaş yaşlanmaya başladık" diye düşündüm.

Bilmeyenler için, anlatmalıyım. Akın Dirik belki bu günlerde siyasetçi sayılmaz, ama o, altmışlı yıllarda başlayan Devrimci Gençlik mücadelesinde ODTÜ'den başlayarak şimdilerde herkesin sahiplenme yarışına girdiği bir büyük devrimci tarihin yaratılmasında uzun yıllar önemli görevler üstlenmiş, bütün mütevazı kişiliğine ve sakinliğine karşın, sırası geldiğinde 12 Eylül faşistlerince sıkıştırıldığı bir binanın dördüncü katından atlayacak kadar kocaman bir yüreğe sahip bir devrimciydi.

Devrimciler de siyasetçi sayılır ama onların böyle kalpleri de vardır; klasik anlamda siyasetçinin ise kalbi yoktur.

Epeyce oldu; gazetelerden birinde gözüme ilişmişti.Tayyip Erdoğan medya mensuplarıyla konuşurken gecekondu yıkım haberlerinin televizyonlardan "dokunaklı müzik"le verilmesinden yakınmış. O zaman vatandaş "bu ne hain hükümet" diye düşünürmüş! Hatırlarsınız; Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olduğunda sahip olduğu gecekonduları medya ve CHP adayı Zülfü Liva-neli tarafından gündeme taşınmış, hatta onun bu "konducu"luğu, "apartman çocuğu" rakibine karşı kazandığı zaferde ve hatta sonraki siyasi başarılarında önemli bir rol oynamıştı. İşte, siyaset ve iktidar insanın kalbini bu kadar körleştirebiliyor. "Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri nasıl da birbirine benzedi!"( Bakara s. 118)

Geçenlerde bir yerde Deniz Baykal üzerine yazılan bir yazı okurken de benzer bir şey dikkatimi çekmişti. Yazar, şu an gerçekten kimdi hatırlayamıyorum, Deniz Bey'in konuşmalarında insan unsurunun eksikliği üzerinde duruyordu. Sürekli vatan laiklik bölünme vb konular üzerinde duruyormuş. Yazarın insan derken kastettiği şeyi örneklerken üzerinde durduğu şeyler, işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik vb gibi konulardı. Sonra Sayın Baykal bir televizyon programında uzunca boylu konuşurken dikkatlice izledim. Görüşlerinin içeriği, savunduğu görüşlerin doğruluğu yanlışlığı ayrı mesele. Ama sayın Baykal konuşurken sanki kalbi yok gibiydi. Oysa bütün ezilenlerin kalbinin sesi olabilmeli.

Tarih boyunca birçok kültürde kalp hem vücudun hem de düşüncenin merkezi kabul edilmiş. (Yalnızca Asya'nın bazı bölgelerinde omurga, bazı yerlerde ise karnın alt bölgesi.) Gerçi sonradan bilim geliştikçe düşüncenin merkezinin beyinde olduğu anlaşılmış ama, kalbin insan hayatındaki önemi hiçbir zaman azalmamış.

Biraz da onun verdiği güçle insan, en büyük acılara ve hayal kırıklıklarına dayanabilme kudretini bulabiliyor. Ve kalbimiz sayesinde, aklımızın en imkânsız olanı gördüğü yerde bile umudumuzu yitirmiyoruz. Bir dönem Le-nin'in "Sosyalizm, sovyet iktidarı ve elektrifikasyondur" sözleri dillerden düşmezdi. Ama aynı Lenin'in, "Toplumları sağlıklı bir geleceğe götürecek üç şey vardır: Akıl, insaf ve dürüstlük." sözleri pek bilinmezdi.

Devrimin ve sosyalizmin, özünde, sevgiye dayandığının ve ilhamını iyi insanların kalbinden aldığının neredeyse unutulduğu bir dönemde, sol, devrimciliğin akılla kalp arasında kurduğu kopmaz bağı yeniden hatırlamalı. Sosyalizm sadece doğru fikirlerin egemen olduğu bir tür uzmanlar sistemi değil, iyi kalplerin nefes aldığı bir dünya olarak tasarlandığı ölçüde, insanlığın kayıp rüyasını yeniden var edebilecektir.

oguzhanmuftuoglu@birgun.net

Trackback URL:
https://akpinar.twoday.net/stories/2652798/modTrackback


Aziz Nesin
Bam teli
Can Dündar
CUMOK
Enver gökce
Enver Karagöz
Fikri Sönmez
Gülten Akin
Karamizah
Laz Kapital
Melih Pekdemir
Nazım Hikmet
Ofli hoca
Oguz Aral
Oguzhan Muftuoglu
Okuma kösesi
... weitere
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren