Sitem hakkinda

Bu sitede diger sitelerden sectigim yada gazetelerden buldugum ve sizlerle paylasmak istedigim yazi,siir,resim vs seyleri bulacaksiniz.Umarim begenirsiniz.

Okuduklarim


Barış Pehlivan , Barış Terkoğlu
Metastaz

Dinlediklerim

Seyrettigim filmler

MISAFIR DEFTERI

Sonntag, 2. Oktober 2005

Gayrıresmî, Kişisel ve Samimi Bir Değerlendirme

Tanıl Bora’ya, yani Birikim

dergisinden bir arkadaşıma

Gayrıresmî, kişisel ve

samimi bir değerlendirme



Tanıl,

Benden çok zor bir yazı istiyorsun. Birikim hakkında yazacağım ve adım camiada “Birikimci”ye çıkacak!

Birikim bir şey... Birikimcilik başka bir şey... Biri sahici bir şey, öteki sahiden var mı?

Birikimci demek (bu ülkenin solcularının indinde, sen ister galatı meşhur bir ifade, ister iftira de, istersen canları sağ olsun deyiver) “sivil toplumcu” demek. Ben ki, kendi payıma, sivil toplumculuğu eleştiren bir kişiyim, bana da sivil toplumcu diyenler var! Ama şurası kesin ki, Birikimci demek teoriyle biraz fazla uğraşmak demek.

Sen belki aynı görüyorsundur ama, bana göre ’80 öncesi Birikim ile ’90 sonrası Birikim farklı. Yani şunu demek istiyorum: ’80 öncesinde bir iç savaş vardı ve Birikim’de yer alan ve sofistike gibi görünen tartışmalar haleti ruhiyemize fazla uymuyordu.

’80 öncesinde dünya hali, emperyalizmin üçüncü bunalım dönemi tahliliyle, “şak şak şak” ifade edilebiliyordu. Yani dünya devrimci dünyaydı bizim için. ’80 öncesinde Türkiye hali, sömürge tipi faşizm tahliliyle “tak tak tak” ifade edilebiliyordu.

Türkiye de işte öyle ikiye bölünmüştü. Bizimkiler ve onlar ya da devrimciler ve faşistler... Bizimkileri temsilen solcular dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üç kamptaydı. Moskova, Pekin ve yerliler.

’90 sonrasında dünyanın hali pür melali ortaya çıktı. SSCB’nin çöküşünden sonra, yeni dünya düzeninde, at izi it izine karıştı. Tahlil mahlil çare olmadı. Yani dünya dünya maliki dünya oldu. Türkiye tahlilleri de öyle. 12 Eylül’den sonra, iki kutuplu bildiğimiz Türkiye’de parçalanmış toplum gerçeği karşımıza çıktı. Bir de Kürtler, Aleviler.

Eskiden Althusserci diye bildiğimiz Birikim’den, bu kez de dünya ve ülke haline müsait postmodernizme dair tartışmaları okumaya başladık, ama aslında genel olarak solun kafası da karışmıştı, postmodern vakalardan dolayı.

Şimdi teşhisi en kolay dert, bencileyin, solun şizofrenisi. Daha önce başka bir yerde de söylemiştim, burada, sadece Birikim bakımından değil, sol adına olan bütün iddialar bakımından tekrar edeceğim: Tıpış tıpış yürüyüşlerle meydanları tıklım tıklım doldurmak imkânsız. Determinist mucizeleri beklemekten vazgeçmek bir zaruret.

Mukallit çözümleri kenara koymalıyız. Muhafazakârlar mukallittir, devrimciler isyankâr. Bilim (hayır, pozitivizm anlamında değil), mukallit değil yaratıcıdır, yani isyankâr.

Şimdi belki bir süre, kavramlar yerine düpedüz kelimelerle konuşmak ve yazmak zamanı. Yani kavramlarla izah etmek yerine olup biteni ve yapılan işleri, kelimelerle anlatabilmek önemli. Belki bundan da önemlisi bu işler yapıldıktan sonra, yine önce kelimelerle anlatabilmek.

Zira, görülmekte ki, kavramların önlenemez gücüne bel bağlamak, düpedüz büyücülük haline geldi. Teoride esoteric dedikleri türden bir büyücülük.

Ve solcular, hâlâ bu tür teorik büyücülükten medet umdukça, teori değil de büyücülük yapmış oluyorlar. Ve haliyle, toplulukların karşısında medyumlukla yetiniyorlar. Oysa medyumun çoğulu olan medya, bu işi bihakkın ve karşı cenahtan yerine getiriveriyor.

Evet, Birikim’in 100. sayısını kutlarken, bu vesileyle diyebileceklerim bunlar. Ama bu vesileyle bir ekleme daha yapmam lazım. Birikim 100 sayısıyla nasıl olgunlaştıysa, bu memleketin solcuları da elbette biraz daha olgunlaştı ve bir çok önyargıdan kurtuldu gibi...

Zira şimdi artık kimseye Birikimci filan demiyorlar... Olsa olsa ödepeli diyorlar!

Ve ben ödepeliyim... Sen de ödepelisin, biliyorum... Öyleyse hoşçakal, Birikim’li kal...
Melih Pekdemir

Aziz Nesin
Bam teli
Can Dündar
CUMOK
Enver gökce
Enver Karagöz
Fikri Sönmez
Gülten Akin
Karamizah
Laz Kapital
Melih Pekdemir
Nazım Hikmet
Ofli hoca
Oguz Aral
Oguzhan Muftuoglu
Okuma kösesi
... weitere
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren