Sitem hakkinda

Bu sitede diger sitelerden sectigim yada gazetelerden buldugum ve sizlerle paylasmak istedigim yazi,siir,resim vs seyleri bulacaksiniz.Umarim begenirsiniz.

Okuduklarim


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu
SS Süleyman Soylu

Dinlediklerim

Sabahat Akkiraz | Bergüzar
Bergüzar

Seyrettigim filmler

MISAFIR DEFTERI

Montag, 4. Juni 2007

Sağ-sol

BJalans ayarı", "rot ayarı" derken anlaşılan o ki siyasetin "dingil"i yerinden çıkıverdi. Şimdi dört teker de "sağa sola sallanıp duruyor." Türkiye süratle son derece önemli bir viraja girerken umarım "araba devrilmez". Anormal bir dönemden geçiyoruz. 27 Nisan muhtırasının gölgesinde gündeme gelen seçim süreciyle birlikte bütün alışılmış kavramlar yerinden oynamış durumda. Sağcıların sol, solcuların sağ partilerin listesinden seçime girmesi bu "ideolojik depremin" görünen yüzü.

Kafa karışıklığı o denli ileri boyutlardaki, İdris Küçükömer'in "Türkiye'de sağ soldur, sol da sağdır" şeklindeki ünlü teorisi yeniden moda oldu. CHP'nin Baykal ve ekibi tarafından milliyetçi-devletçi bir çizgiye geri döndürülmesi; Demirel'le kol kola girmesi ve Rahşan Ecevit'in "ulusalcı" politikalarıyla birleşmesi bunun en önemli nedenlerinden biri. CHP-DSP ittifakanın solla, solculukla en ufak bir ortaklığının görünmemesi sanki İdris Küçükömer'in teorisinin doğrulanması gibi algılanıyor.

Bir de madalyonun öteki yüzü var. Çok partili hayata geçtiğimizden beri hep sağ partilerin iktidarda oldukları dönemlerde demokrasiye ara verilmiş olması; Menderes'in, Demi-rel'in ve Recep Tayyip Erdoğan'ın askeri darbe ya da müdahalelerle karşılaşması bu yargıyı pekiştiriyor.

Oysa tarihsel olarak ne Menderes'in, ne Demirel'in ne Özal'ın ne de Recep Tayyip Erdoğan'ın solculukla, solun değerleriyle en ufak bir ortak noktası yoktur. Sağın bu dört lideri de kendi dönemlerinde esas olarak dünya sisteminin kendilerine yüklemiş olduğu misyonun taşıyıcısı olmuşlardır. Menderes'in soğuk savaş sonrasında ABD'nin kuyruğuna takılan ekonomi politikaları, Demirel'in "ithal ikameciliği" Özal'ın "ihracata dönük sanayileşme" hamleleri ve en son durumda Recep Tayyip Erdoğan'ın IMF programına dayanan uygulamalarının solun ekonomi politikalarıyla ne ilgisi olabilir?

Aynı durum siyaset açısından da geçerlidir; Menderes'in 27 Mayıs darbesine dayanak oluşturan anti-demokratik uygulamaları; Demirel'in "bana sağcılar cinayet işliyor" de-dirtiremezsinizle başlayan, MC hükümetleriyle devam eden tutumunu, Özal'ın, Recep Tayyip Erdoğan'ın "ekonomik liberalizmlerine eşlik eden siyasal otoriterliklerini düşündüğümüzde bunun solla solculukla bir ilişkisinin olmadığı ortaya çıkar.

Sol en basit değimiyle, "eşitlik, özgürlük ve kardeşlik" demektir; buna bir de hayata ezilenlerden yana olmak, sınıf gerçeğine ve sınıf çıkarına göre hayata bakmak eklenebilir. CHP ve onun tarihsel çizgisi de, DP-AP geleneği de bu kriterlerle bakıldığında "sol" sıfatını hak eden akımlar değildirler. Ama CHP sol değil diye örneğin bugün AKP'de sol değerler bulmak anlaşılabilir bir durum değildir.

AKP eşitlikçi midir? Hem boğazına kadar neo liberal politikalara batmak hem de eşitlikçi olmak mümkün müdür? AKP özgürlükçü müdür? Beş yıl iktidarda kalıp 12 Eylül Anaya-sası'na karşı köklü bir tavır almayan, siyasal partiler yasasını ve seçim sistemini gündeme getirmeyen; hak arayışlarının bastırılmasını temel iktidar anlayışı haline getiren, tarikatlarla iç içe bir partinin özgürlükçü olduğundan söz edilebilir mi? AKP apaçık ve net bir şekilde belirli bir sermaye grubunun partisi iken onun emekçi sınıflardan yana bir parti olduğu düşünülebilir mi? Muhtıra karşısındaki durumuna bakarak AKP'yi "sol" bir parti varsaymak büyük bir kafa karışıklığıdır.

Apaçık bir ordu müdehalesine karşı çıkmak için sol/sağ gibi sıfatlara gerek yoktur. Bugün her ne gerekçeyle olursa olsun bir askeri darbe bu ülke için felaket olacaktır. Ama bunun böyle olması, ordu darbesine karşı çıkan herkesin "sol"cu olduğu anlamına gelmez. Sol kendi çizgisini ortaya koymayı beceremeyip, CHP-DSP çizgisi sol olarak görüldükçe sanırım bu karışıklıktan kurtulmak mümkün olamayacak.

Bülent Forta

bulentforta@birgun.net 03/06/07

Aziz Nesin
Bam teli
Can Dündar
CUMOK
Enver gökce
Enver Karagöz
Fikri Sönmez
Gülten Akin
Karamizah
Laz Kapital
Melih Pekdemir
Nazım Hikmet
Ofli hoca
Oguz Aral
Oguzhan Muftuoglu
Okuma kösesi
... weitere
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren