Sitem hakkinda

Bu sitede diger sitelerden sectigim yada gazetelerden buldugum ve sizlerle paylasmak istedigim yazi,siir,resim vs seyleri bulacaksiniz.Umarim begenirsiniz.

Okuduklarim


Barış Pehlivan , Barış Terkoğlu
Metastaz

Dinlediklerim

Seyrettigim filmler

MISAFIR DEFTERI

Düşün yakamızdan yorgunuz!

“Zina” konusu tartışıldığı tarihten şu ana kadar hep bu konuyu düşündüm. Ardından kadınların tarihsel mücadelesini aklımın gözlerinden geçirdim. Erkek egemen sistemin yok ettiği kadınlar geçti gözlerimin önünden. Aşkından kurşun yemiş kadınlar. Namus sorgularında ölüm giydirilmiş kadınlar. Ayıplarda, yasaklarda, acılarda tüketilmiş kadınlar geçti gözlerimin önünden. Yüreğim kabardıkça isyanım çoğaldı. İsyanın çoğalması insanı ister istemez “küfre” zorluyor. İtiraf ediyorum; günde bilmem kaç defa zinanın suç olmasını savunanlara küfredip durdum. Fosilleşmiş beyinlerin bu gizli ve kirli niyetleri yüreğimi gerçekten çok acıttı. Bir de kalkmış bu fosil artığı niyetlerini kadına bir iyilik gibi göstermeye çalışmazlar mı? Gel de çıldırma.
“Gören göz kılavuz istemez” beyler. İyiliğinizin zulmü canımızı yeterince acıttı yüz yıllardır. O karanlık maskelerinizin altında ki yüzünüzü biliyoruz artık. Ne “Din” ne de “Dinsizlik” iyilik getirmiştir kadına. Ne kilise çare olmuştur acısına ne cami.

Bu erkek mekanlarında ulaşan ağızlardan kadına hep karanlık akmıştır. Buralardan verilen emirle taşlanmış, yakılmış, yok sayılmıştır. Hep alt insan, alt sınıf olmuştur erkek yasalarında. Size sefa olan her şey, bize cefa olmuştur adaletinizin sayesinde.

Yavrusunu yiyen kedilere benziyorsunuz bu yanınızla. Sizi doğuranı, besleyeni, büyüteni yok sayarak. Öldürerek. Acı çektirerek. Oysa ki siz erkekler karnımızdayken kanımızla, doğduktan sonra canımızla, büyüdükten sonra emeğimizle beslenensiniz. Sakın bize, ayaklarımızın altında ki cennetten söz etmeyin. Hayali cennet rüşvetinize çok tokuz.


Cennet düşü gördürerek cellatlarımızı unutturamazsınız bize. Bize nereden ve kimlerden ne geldiğini öle öle öğrendik. Konuşamıyorsak bilmediğimizden değildir. Tepemizin üstünde her an kafamızı uçurmaya hazır olan erkek yasa ve kurallarındandır bu susuşumuz. Acımız romanları, masalları, öyküleri, şiirleri besledi asırlardır. Yetmedi mi?

Toprak kokuyor saçlarımız yüreğimiz yanık
Bir ağır sevdalıyız ki yarı aç yarı tok
Türkülere bulanırız tepeden tırnağa
Kavrulur dudaklarımız
Çekilin yolumuzdan
Düşün yakamızdan yorgunuz.
Yolları sırtımızda taşırız yılları sırtımızda
Hasreti en yaman yüzüyle biliriz
Döşümüzde tırnakları
Düşümüzde en derin izleri gezdiririz.
Göz yaşımız od’a düşer canımız od’a
Acı açar saçlarını çözülür gövdemiz olur
Yığrana yığrana dövünürüz döne döne
Toprağı savururuz külü savururuz
Tırnaklarımızda kendi etimiz.
Karalar bağlarız kırk gün
Yas tutarız ömrümüzce
Sevinç bir derin kuyudur bizde
Sıkılarız kapatırız ağzını
Taş döker çamur sıvarız
Çöker çöker haykırırız ey kahpe felek
Kabuk tutmaz yaramız.
Eteğimiz daldadır yüzümüze yaşmağımız dalda
Bükülürüz başımız önümüzde
Günde yılı sayarız
Canımız burnumuzda. “Kavruluruz güneşte et kokusu
Kavruluruz ayazda et kokusu
Bazen yoksul sofrasıyız bazen namus sorgusu
Bir kör karanlıkla yatar kalkarız
Biz Biz olmadan yaşayan o kadınlarız.”

Bizi seve seve eğitimsizliğin karanlığında cahil bıraktınız. Bizi seve seve öyle bir gizli yasa yarattınız ki gelenek ve görenek kılıfı altında, ne yok etmek mümkün görünüyor, ne yıkmak. Bizi seve seve taşladınız. Seve seve gömdünüz. Seve seve aşağıladınız. Bizi sevdiğinizden dolayı kimliğimizi, kişiliğimizi, duygularımızı ayaklarınızın altında çiğnediniz.Hep çiğnediniz. Bizi sevdiğiniz için yok saydınız. Bizi çok sevdiğiniz için bizim adımıza hep siz düşündünüz . Bizi ilgilendiren durumlar hakkında siz karar verdiniz bizim yerimize. Çünkü bizim saçlarımız kadar aklımız uzun değildi. Biz, bizim hakkımızda verilen kararlar hakkında konuşamazdık bile. Dilimizde aklımız gibi kısa kalmalıydı sizin görkemli aklınız ve saltanatınızın karşısında (!) Biz sizin istediğiniz kadar sevilecektik. İstediğiniz kadar sevişecektik. Kiminle sevişeceğimize bile siz karar verecektiniz. Sizin istediğiniz doğrultuda giyinip, istediğiniz gibi ve istediğiniz kadar yaşayacaktık. Ayıp ve günah olan hep bize yazılmıştı. Çünkü siz üst insandınız. Böyle buyurmuştu yasalarınız. Biz, sizin bu yok edici sevginizden bıktık beyler... Bizim yerimize düşünüp, bizim hakkımızda verdiğiniz kararlar canımıza yetti...
Bizim yerimize düşünmeyiniz lütfen... Bizi böyle sevmeyiniz...

İSTEMİYORUUUZ... ANLATABİLDİM Mİ ACABA?...

sunaaras@yahoo.com

Trackback URL:
https://akpinar.twoday.net/stories/1316033/modTrackback


Aziz Nesin
Bam teli
Can Dündar
CUMOK
Enver gökce
Enver Karagöz
Fikri Sönmez
Gülten Akin
Karamizah
Laz Kapital
Melih Pekdemir
Nazım Hikmet
Ofli hoca
Oguz Aral
Oguzhan Muftuoglu
Okuma kösesi
... weitere
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren