Sitem hakkinda

Bu sitede diger sitelerden sectigim yada gazetelerden buldugum ve sizlerle paylasmak istedigim yazi,siir,resim vs seyleri bulacaksiniz.Umarim begenirsiniz.

Okuduklarim


Barış Pehlivan , Barış Terkoğlu
Metastaz

Dinlediklerim

Seyrettigim filmler

MISAFIR DEFTERI

Birarada yaşamak

Geleneksel sol yaklaşım açısından bakarsanız, mevcut düzeni kökten değiştirme iddiasındaki devrimci sosyalist bir partinin, sistemin içine girdiği krizlerin derinleştirilmesi ve düzenin çatlaklarının daha da açılması doğrultusundaki bir siyaset çizgisi izlemesi beklenir.

Oysa Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) bir süre önce sol yanımızdaki kimi ezberleri bir kere daha bozarak "Birarada Yaşamayı Savunalım" adı altında bir kampanya başlattı.

Katıldığım toplantılarda bazen sorulduğu gibi, biz yoksa bu şekilde ulusların kaderlerini tayin hakkını inkâr mı ediyoruz? Yoksa her geçen gün ülkenin bütün kurumlarında kadrolaşmasını yoğunlaştıran, özgürlükçü demokrat ilerici çalışanlara karşı baskılarını arttıran AKP'ye ve onun temsil ettiği gericiliğe karşı mücadeleden vaz mı geçiyoruz; yoksa düzeni değiştirmekten artık vaz mı geçtik?

Ülkenin bazen devlet güçleriyle bağlantılı olduğu ileri sürülen, bazen onunla mücadele içinde olduğu kabul edilen örgütlerce orada burada patlatılan bombalarla, esrarengiz suikastlarla, cumhurbaşkanlığı ve erken seçim tartışmalarıyla giderek yoğunlaşan bir Kürt- Türk, Laik- Anti laik çatışmaları içerisine girdiği bir dönemde, bu tür sorular kuşkusuz pek çoğunuz gibi bana da pek anlamlı gelmiyor.

Zaten bu çağrının özellikle yıllardır baskı altında tutulmuş toplumun genişçe kesimleri tarafından da ciddi bir destek bulması ülkemizdeki sağduyu sahibi insanların hiç de az olmadığını gösteriyor.

UKTH konusunda bitip tükenmek bilmez tartışmalara yol açan ezberleri hakikaten bir yana bırakarak düşünelim. Ülkemizdeki gerçekten ciddi bir toplumsal sorun olan Kürt meselesini kim içinden çıkılmaz hale sokuyor ve bu kangren haline gelmiş gerginlikten yararlanarak kimler kendilerine eşi bulunmaz bir egemenlik alanı sağlamaya çalışıyor?

Daha kısa bir süre önce Ege bölgemizde sadece doğuştan edindikleri etnik özelliklerinden dolayı, dili, kültürü, ırkı farklı diye kendilerinden olmadığını düşündükleri için taşlarla, sopalarla kovalamaya çalıştıkları ve "biz ne yapalım, orada yaşayamadığımız için, bir Türk olarak yaşayalım diye buraya geldik, buradan nereye gidelim?"di-ye çığlık atan insanların televizyon ekranlarına yansıyan görüntüleri gözümün önünden gitmiyor.

Irkçı faşist bir zihniyet ülkede kızıştırılmak istenen bir düşmanlık ortamından çıkar sağlamaya çalışıyor. Kimileri de böyle bir ortamdan yararlanarak siyasi iktidar üzerinde etkinlik sağlama peşinde koşuyor.

Keza emperyalizmin halklar arasındaki etnik ve dinsel farklılıklar üzerinden çatışmalar çıkarmaya, kendi kontrolü altındaki yeni uydu devletçikler kurmaya çalışarak yürüttüğü politikalar da gözler önündedir.

Kürt toplumuna da bu konuda ciddi sorumluluklar düştüğü ortada. Adeta bir arada yaşama olanağını ortadan kaldırmayı hedefleyen eylemlerin her iki taraftan da tertipleniyor olması uyarıcı olmalıdır. PKK eylemlerinin yetmediği yerde karşı tarafın aynı tür eylemleri düzenlemesinde-ki maksadın iyi okunması gereklidir. Yüzyıllardır acı içinde yaşatılmış bu yoksul halk Abdullah Öcalan'ın da uyardığı gibi, bölge hakimiyeti için çatışan güçlerin oyunlarına alet edilerek daha fazla ezdirilmemelidir.

Bir arada yaşayalım kampanyası her şeyden, önce ülke çapında geliştirilen bu ırkçı faşist zihniyetlere karşı bir tavır olarak anlaşılmalı, kampanyanın sivri ucu bu hedefe yöneltilmelidir. Bu yüzden Susurluk karşısındaki bir dakika karanlık eylemi gibi, bu kampanyanın da içeriğinin boşaltılarak saptırılmasına, amaçsız bir "karışalım barışalım" şenliğine dönüşmesine de izin verilmemelidir.

Ülkede yaratılan bir başka gerginlik konusunun Laik / Anti laik çelişkisi olduğu doğrudur. Ancak, AKP iktidarına yaslanarak geliştirilen ge-ricileşme olgusunun da bugün ülkemizdeki önemli sorunlardan biri olduğu da unutulmamalıdır. Ülkenin bütün kurumları içinde baskıcı bir anlayışla kadrolaşma politikaları yürütüyorlar. Küçücük çocukların başlarını türbanlara sararak özgürlükçü bir geleceğe yönelmelerinin önünü ta baştan kesiyorlar.

Birilerinin üstelik kendilerinin eseri olan bu meseleyi bahane ederek, kendi baskıcı gerici yönetimlerini geliştirmek istiyor olmaları, bu meselenin önemini ortadan kaldırmamalı. Bugün ülkede AKP iktidarı altında yürütülen neoliberal uygulamalarla birlikte gelişen gerici politikalara karşı tepkileri, özgürlükçü bir dünya görüşü doğrultusunda içermeden etkin bir siyaset geliştirmek mümkün değildir.


Oğuzhan Müftüoğlu

www.birgun.net

Diger yazilar icin bakiniz

http://www.birgun.net/archive.php?view_author=49

Trackback URL:
https://akpinar.twoday.net/stories/2195367/modTrackback


Aziz Nesin
Bam teli
Can Dündar
CUMOK
Enver gökce
Enver Karagöz
Fikri Sönmez
Gülten Akin
Karamizah
Laz Kapital
Melih Pekdemir
Nazım Hikmet
Ofli hoca
Oguz Aral
Oguzhan Muftuoglu
Okuma kösesi
... weitere
Profil
Abmelden
Weblog abonnieren