TÜRKÜ DOSTLARINA TEKRAR MERHABA
Bugün sohbetimize büyük Ozan Nazım Hikmet'in bir şiiri ile başlamayı istiyorum.
İnsanların türküleri kendilerinden güzel,
kendilerinden mutlu,
kendilerinden kederli,
daha uzun ömürlü kendilerinden.
Sevdim insanlardan çok türkülerini.
İnsansız yaşayabildim
türküsüz hiçbir zama.
Hiçbir zaman beni aldatmadı türkülür de.
Türküleri anladım hangi dilden söylenirse
söylensin.
Bu dünyada yiyip içtiklerimin,
gezip tozduklarımın,
görüp işittiklerimin,
dokunduklarımın, anladıklarımın
hiçbiri, hiçbiri,
beni bahtiyar etmedi türkülür kadar....
Ne de güzel anlatmış Koca Şair... türküleri.
Anadolu insanı çilelidir, duyguludur, güçlüdür, onurludur. Bir türlü peşini bırakmaz yoksulluk, yoksunluk, çarelerin çaresiz kaldığı zamanlarda bir feryat olur türküler, bir umut olur, temiz yüreklerde, çimlenir, çiçeklenir.
Bitmek bilmeyen savaşlar, cephelerde düşen başlar, faydasını göremediği barışlardır yazgısı
Anadolu insanının.
Karavanam bakırdandır
Yemen eli çukurdandır
Zenginimiz bedel öder
Askerimiz fakirdendir.
Kırgındır ama küskün değil. Ne paye peşindedir ne de saye.
Sadece haksızlığın görülmesini,
bilinmesini ister. Zenginin çocuğu askere gitmezken o biricik oğlunu yine de davulla,
Gidenler geri dönemez bazen...!
Yemen bizim neyimize
Şivan düştü evimize
Bak yavrular yetim kaldı
Güvenmeyin beyinize
Vatana düşman saldırdığında, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla bir kahramanlık destanı yaratan bu millet Yemen'de ne işi olduğunu haklı olarak anlayamamıştır. Anlatmaya hevesli kimse de
yoktur ortada. Yetimlerin gözyaşları akar... akar... akar... ve ateş düştüğü yeri yakar.
Güldün yanak soldu m'ola
Mehmet'imin ela gözün
Karıncalar oydu m'ola
Sevgili okurlar, bizler bugün, yönümüz batıya dönük, medeniyete doğru yürümeye çabalamaktayız. Millet olarak, refah ve mutluluğu bulma ihtiyacındayız. Uygar dünyanın nimetlerinden bize de pay düşmeli. Bu payı biz zaten hak ettik ancak veren olmadı.
Sanatçılar, aydınlar, bürokratlar...!
Türküleri hepiniz seviyorsunuz ancak türküleri yakanları da sevmelisiniz. Bu çileli milletin dertlerine derman olacak çözümleri üretmediğiniz sürece bu içli türküler yakılmaya ve söylenmeye devam edecek; belkide yarınlarda bu türküler sizin yaptıklarınızı veya yapmadıklarınızı anlatacak.
Musa Eroğlu 04/06/04
İnsanların türküleri kendilerinden güzel,
kendilerinden mutlu,
kendilerinden kederli,
daha uzun ömürlü kendilerinden.
Sevdim insanlardan çok türkülerini.
İnsansız yaşayabildim
türküsüz hiçbir zama.
Hiçbir zaman beni aldatmadı türkülür de.
Türküleri anladım hangi dilden söylenirse
söylensin.
Bu dünyada yiyip içtiklerimin,
gezip tozduklarımın,
görüp işittiklerimin,
dokunduklarımın, anladıklarımın
hiçbiri, hiçbiri,
beni bahtiyar etmedi türkülür kadar....
Ne de güzel anlatmış Koca Şair... türküleri.
Anadolu insanı çilelidir, duyguludur, güçlüdür, onurludur. Bir türlü peşini bırakmaz yoksulluk, yoksunluk, çarelerin çaresiz kaldığı zamanlarda bir feryat olur türküler, bir umut olur, temiz yüreklerde, çimlenir, çiçeklenir.
Bitmek bilmeyen savaşlar, cephelerde düşen başlar, faydasını göremediği barışlardır yazgısı
Anadolu insanının.
Karavanam bakırdandır
Yemen eli çukurdandır
Zenginimiz bedel öder
Askerimiz fakirdendir.
Kırgındır ama küskün değil. Ne paye peşindedir ne de saye.
Sadece haksızlığın görülmesini,
bilinmesini ister. Zenginin çocuğu askere gitmezken o biricik oğlunu yine de davulla,
Gidenler geri dönemez bazen...!
Yemen bizim neyimize
Şivan düştü evimize
Bak yavrular yetim kaldı
Güvenmeyin beyinize
Vatana düşman saldırdığında, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla bir kahramanlık destanı yaratan bu millet Yemen'de ne işi olduğunu haklı olarak anlayamamıştır. Anlatmaya hevesli kimse de
yoktur ortada. Yetimlerin gözyaşları akar... akar... akar... ve ateş düştüğü yeri yakar.
Güldün yanak soldu m'ola
Mehmet'imin ela gözün
Karıncalar oydu m'ola
Sevgili okurlar, bizler bugün, yönümüz batıya dönük, medeniyete doğru yürümeye çabalamaktayız. Millet olarak, refah ve mutluluğu bulma ihtiyacındayız. Uygar dünyanın nimetlerinden bize de pay düşmeli. Bu payı biz zaten hak ettik ancak veren olmadı.
Sanatçılar, aydınlar, bürokratlar...!
Türküleri hepiniz seviyorsunuz ancak türküleri yakanları da sevmelisiniz. Bu çileli milletin dertlerine derman olacak çözümleri üretmediğiniz sürece bu içli türküler yakılmaya ve söylenmeye devam edecek; belkide yarınlarda bu türküler sizin yaptıklarınızı veya yapmadıklarınızı anlatacak.
Musa Eroğlu 04/06/04
arasorbul - 23. Dez, 18:36
Trackback URL:
https://akpinar.twoday.net/stories/451335/modTrackback